Günümüzde teknoloji, muazzam bir hızla ilerleme kaydediyor. Bu nedenle bugünün çocukları, yakın gelecekte okuyacaklarını kitaplardan mı, yoksa tamamen bilgisayar ekranlarından mı okuyacaklar, tam olarak bilmiyoruz. 2018 doğumlu çocuklar için bu durum daha da karmaşık hale gelebilir. İşte, söz konusu çocukların muhtemelen hiç yaşamayacakları 10 deneyim.
Uzun ve Sıkıcı Yolculuklar
Mobil cihazlar ve uçuş esnasındaki eğlence sistemleri, uzun bir yolculuk sırasında dikkatleri dağıtmayı oldukça kolaylaştırdı. Bununla birlikte, 2003 yılında hizmet dışı bırakılan Concorde’dan başka, hava yolculuğunun hızını artırmak için neredeyse hiçbir şey yapmadı. Seyrek kullanılan hızlı trenlerin dışında, kara taşımacılığı dahi oldukça sınırlı kaldı.
Bununla birlikte, ulaşımdaki son gelişmeler seyahat sürecini hızlandıracaktır. Yani günümüz çocukları, yakın gelecekte o sonu gelmez yolculukların çilesini hiç bilmemiş olacaklar.
Süpersonik uçaklar, yakın gelecekte yeniden günlük hayatımızın bir parçası olacak gibi. Hyperloop teknolojisi de yine aynı şekilde günlük hayatımızın bir parçası olmaya aday.
Hyperloop, 387 km hıza ulaşabilme özelliğine sahip. Bu sebeple, büyük şehirler arasındaki seyahat zamanını önemli ölçüde düşürebilir. Örneğin, New York’tan Washington D.C’ye yapılan beş saatlik bir yolculuk, Hyperloop sayesinde sadece 30 dakika sürebilir.
Sürücü Belgesi
Sürücü belgesi edinmek, çocukluktan erişkinliğe geçiş yapanlar için adeta bir geçit törenidir. Günümüzün yeni doğan çocukları büyüdüklerinde, kendi kendine çalışan otomobiller ve oto-pilotlarla donatılmış bir dünya bulacaklar. Böylece sürücü belgesi sahibi olma ‘kutlamaları’ tarihe karışacak.
Tesla’nın CEO’su Elon Musk, elektrikli ve yarı özerk üreten şirketin, önümüzdeki iki yıl içinde tam otomatik araçlar üreteceğini müjdeledi bile.
Biyoloji ve Zeka Üzerindeki Etkisi
Kendiliğinden çalışan otomobiller, yapay zekanın ilerleyişine dair tek bir örnek. Günümüzde insan zekasına rakip olan yapay zekalar var. Bununla birlikte uzmanlar, insan zekasına rakip olmaktan öte, onu aşacak yapay zekaların onlarca yıl uzakta olabileceğini öngörüyor.
Hanson Robotics’in ürettiği Sophia gibi üst düzey robotlar, insanlar ve makineler arasındaki çizgiyi bulanık hale getiriyorlar. Önümüzdeki yıllarda sınırlar zorlanmaya devam edecek ve bugün ortaya atılan iddialara gittikçe yakınlaşacağız.
2018 yılında doğan çocuklar, insanların gezegendeki en zeki varlık olduğunu, üniversiteye gitmeyi ve hatta ‘insan’ merkezli bir iş sahibi olmayı hiç bilemeyebilirler.
Lisan Engelleri
Yapay zeka için bir diğer umut verici kullanım ise iletişimdir ve nihayetinde teknoloji, dünyadaki dil engeline son verebilir.
Skype gibi iletişim araçları, farklı dilde konuşanların gerçek zamanlı olarak özgürce sohbet edebilmelerini sağlayan anlık çeviri imkanını kullanıcılarına sundu. Google da bu özelliği yeni kulaklıklarına dahil etti. Waverly Labs gibi diğer şirketler de bu özellikleri insanlara sunuyorlar.
2018’de doğan çocuklar için yabancı dil fikri, tamamen “yabancı” bir fikre dönüşecek.
Tek Gezegende Yaşam
İnsan iletişimi geliştiren teknoloji, dünyamızı kökten etkileyebilir ancak sonunda, dünya dışı türlerle iletişim kurmanın bir yolunu bulmamız da gerekebilir. Bu yıl doğan hiç kimsenin ulaştığımız gezegenlerde bir yaşam sürme olasılığı yok. Ancak böyle bir geleceğe giden yolda, ilk kilometre taşlarına önümüzdeki yıllarda ulaşılması muhtemel.
Elon Musk ve SpaceX, yakın gelecekte insanları Mars’a götürecek teknolojiyi geliştirmek için çalışıyor. En azından 2024 yılına kadar, Mars’a bir mürettebatın gitmesi planlanıyor. Bu nedenle günümüz çocuklarının, belki de ‘orta yaşlarda’ bir başka gezegene göç etmeleri ihtimaller dahilinde.
Sessizlik
Aşırı nüfus, uzmanların insanlığın evrene yayılma ihtiyacını tartıştıklarında işaret ettiği faktörlerden biridir. Kentsel yayılma, onlarca yıldır dünyada bir sorun haline geldi. Elbette, ormanlar ve tarım alanları büyük zarar gördü.
Yani sürekli olarak yayılan kentleşme eylemi, gürültü kirliliğinin de sürekli olarak artmasına sebep oldu. Uzmanlar, gürültünün bir sonraki büyük halk sağlığı krizi haline geldiğini düşünüyorlar. Birleşmiş Milletler tarafından toplanan veriler, 2100 yılına gelindiğinde dünyadaki 10.8 milyar insanın yüzde 84’ünün kentlerde yaşayacağını öngörüyor. Bu, devasa bir gürültü duvarı demek.
Gürültünün en aza indirgenmiş bölgelerinde yaşayan insan sayısındaki bu düşüş, bugün doğan bebeklerin çoğunun sessizlikten zevk almanın nasıl bir şey olduğunu asla bilemeyecekleri anlamına geliyor.
Açlık Krizi
Kentleşme, geleneksel tarım için mevcut alanları sınırlayabilir ancak tarımdaki yenilikler sayesinde, gıda sıkıntısı yakında geçmişin kalıntısı haline de gelebilir.
Kent çiftçiliği, daha önce gıda çölleri olarak kabul edilen (taze, işlenmemiş gıdalara erişimi kesilen) pek çok pazara taze ürün ve hatta balık getiren önemli bir sanayi kolu olarak hızla gelişiyor.
Dikey tarım, yetersiz bölgelere daha fazla erişim sağlayarak, kentsel alanlarda açlığa son vermeyi mümkün kılmaktadır. Bu arada şirketler, gıda atıklarını geri dönüştürme konusunda ilerleme kaydediyorlar.
Bu yenilikler devam ederse, 2018 yılında doğan çocuklar dünyadaki her insanın sağlıklı, mutlu bir yaşama ihtiyacı olan ve tüm gıdalara erişimi olan bir dünyada büyüyebilir.
Kağıt Para
Kredi kartlarının çıkması, nakit kullanımına ilk büyük darbeydi belki, ancak son değildi. Bugün kağıt para, PayPal, Venmo, Apple Pay ve bir dizi diğer ödeme seçeneklerinin varlığı ile çok tercih edilmiyor.
2018 yılında doğan çocuklar maaşlarını alabilecek kadar büyüdüklerinde, daha fazla ödeme seçeneğine erişecek ve ‘nakit’ muhtemelen tamamen ortadan kalkmış olacak.
Dijital Güvensizlik
Günümüzde dijital güvenlik önemli bir endişe konusu. Hack kavramı, uluslararası düzeyde meydana gelebiliyor ve hassas kişisel bilgileri koruyan savunmalarda, ev aletlerinin bile açıkları bulunabiliyor.
Uzmanlar, güvenlik geliştirmeyi sayısallaştırmanın her aşamasına ayak uydurmaya çalışıyor. Biyometri ve RFID teknolojisi gibi teknolojik gelişmeler yardımcı oluyor uzmanlara bu konuda. Ancak ne yazık ki, bu savunmalar hala büyük ölçüde kırılabilir tipik şifreleme yazılımına dayanmakta.
Kuantum bilgisayarların ortaya çıkması, bilgi işlem gücünü katlayarak artıracak ve daha iyi güvenlik sistemleri sağlayacak. 2018 yılında doğan çocukların büyüdüklerinde, yüksek hızlı kuantum şifreleme ile çok güçlü bir savunma sistemini kullanıyor olacaklar.
Tek Ekran Dönemi
Dijital cihazlarımızın çoğu tipik bir düz ekran kullanmaya devam etmekle birlikte, yarının kullanıcı arayüzleri çok daha dinamik olacak ve 2018’de doğan çocuklar, tek bir ekran ve klavye ile sınırlı oldukları bir zamanı hatırlamayacaklar.
Sanal gerçeklik (VR) ve güçlendirilmiş gerçeklik (AR) gelişimiyle, bilgisayar deneyimimize yeni özelliklerin dahil edilmesini göreceğiz.
Hareket tanıma, dil işleme ve diğer teknolojiler cihazlarımızla daha bütün bir etkileşim içinde olacak ve geleceğin çocukları, bugünün teknolojisinden çok daha yüksek düzeyde sistemlerin içinde büyüyecekler.