
Beyniniz Size Karşı İfade Verirse Ne Olur?
Araştırmacılar, hukuki süreçlerde sinirbilim tekniklerini kullanmanın etik yönlerini tartışıyorlar. Doğru mu, yanlış mı?
Nörobilim ve teknikler ilerleme kaydetmekle birlikte, hukuki süreçlerde, bireysel haklaya yönelik bir tehdit olarak algılanıyor ve bu konudaki endişeleri artırıyor. Nörobilimsel kanıtlar, bir kişinin mevcut iddia hakkında yalan söyleyip söylemediğini anlama amacıyla beyin taraması yapılmasından geçiyor. Peki ya bu tekniği kullanmak ne kadar doğru? Ya da, bu teknolojiye sahip olmamız, onu kullanmamızı gerektirir mi?
Frontiers in Neuroscience’ta yayımlanan bir derlemede, sinirbilimin hukuktaki uygulamalarında mevcut literatür ve ilerlemeler araştırılıyor. Bu, bir kişinin kendi suçlarını istemeyerek ortaya koyma ihtimaliyle gelen etik değerleri ve etkilerini sorguluyor.
Prof. James Giordano konuyla ilgili; “Nörobilim, yasal davalarda kullanılma potansiyeli bakımından inceleniyor. Yetkililer, bir kişinin yaptıkları ile ilgili bilgileri kayıt altına alabilir ancak, jürileri ve hakimleri nörobilimsel yöntemlerle bilgilendirmenin ne kadar doğru olduğu tartışmaya açıktır” açıklamasını yaptı.
Araştırmacılar, gerçeği belirlemek ve gerçek niyeti bulmak için nörobilimsel tekniklerin daha önce kullanıldığı vakaları inceledi. Bu tekniklerin kullanımı, bir bireyin mahremiyet hakkının ihlali konusunda tartışmalara yol açıyor.
Giordano; “Birleşik Devletler’de mevcut federal kurallar sıkı ölçütlere bağlı, bu da beyin bilgisinin nasıl kullanılacağını kısıtlıyor. Bununla birlikte, nörolojik kanıt kullanımı göz önüne alındığında, bireysel haklara yönelik ihlaller ortaya çıkıyor. Bu ihlal ve tehditler, zihnin özel alanına girmekle ilgili ve bu durum biraz rahatsız edici” diyor.
Georgetown Üniversitesi’nden Prof. Giordano ve Notre Dame Üniversitesi’nden Calvin Kraft, yasal sinirbilimdeki mevcut ihtimalleri açığa çıkararak, yasal bağlamlarda beyin bilimi potansiyelini ve kısıtlamalarını göz önüne alan net yönergelere duyulan gereksinimi tartışmaya teşvik ediyor.
Giordano; “Yasalar, beyin biliminden ne isteyeceğine dair daha açık bir tanımlamaya ihtiyaç duyuyor.”
Araştırmalar, beyin bilimi kullanımının kilit yönlerinin, ABD anayasasındaki ‘Haklar Bildirgesi’ ile olan alakasına odaklı. Bununla birlikte, beyin bilimleri, etik ve hukuk arasındaki ilişkiyi uluslararası alanda araştırmak için bir başlangıç noktası olabilir.
Giordano; “Hukuki süreçlerde beyinle direkt bağlantı kurup sivil özgürlükleri ihlal etme konusu tartışılmaya devam edecek. Hem ABD’de, hem de küresel boyutta.”