Teknoloji dünyada hemen her yönüyle olağanüstü şekilde değişiyor. Ve çeviri endüstrisi de buna bir istisna değil. Şimdiye kadar, dijital teknolojiler yetenekli dilbilimcilere eşi benzeri görülmemiş bir özgürlük yaşatırken, çevirmenlik en popüler ve gelecek vadeden meslek arasında yer alıyordu.
Peki gelecek, dil çeviri endüstrisi için neler getirecek? Teknoloji, dil çeviri hizmetlerinin oyuna dahil olmasını sağladı – ancak makineler sonunda dilbilimcilerin sonunu getirebilir.
Kısa bir süre önce Amsterdam’da bir ‘düşünce kuruluşu’ toplandı ve çeviri endüstrisinin beş yıl içinde ne duruma gelebileceğini tartıştı. Konuşmanın en can alıcı noktası, insan-makine arasındaki devam eden savaştı. Ve makineler savaşı kazanabilir gibi görünüyor.
2022’de, çeviri şirketleri muhtemelen çok farklı olacaklar. Oyun değiştiren teknolojiler paradigma kayması yaratma sürecinde. Çevrimiçi çeviri araçları şimdi oldukça etkisiz olabilir, ancak yapay zekanın hızla ilerlemesiyle birlikte, makine öğreniminin, dil çeviri kodunu sökmesi sadece bir an meselesi.
Google çeviri, çeviri endüstrisi için büyük bir uyandırma çağrısıydı. Çevrimiçi araç yalnızca arkadaşlarınız ve ailenizin farklı dillerde iletişim kurması için yararlıymış gibi görünebilir, ancak arama motorları çeviri uygulaması milyonlarca insan için paha biçilemez.
İşletmeler, bazı çevirilerin başka bir dilde anlamsızlaştığını fark ettiğinde, otomatik çeviri araçları için bu erken başarı önemini yitirir gibi oldu. Yabancı dilde çeviri isteyen müşterileri hedefleyen pazarlamacılar ağırlıklı olarak insan çevirmenlerinin doğruluğuna güvenmeye devam etmekte.
Ancak bu daha ne kadar sürecek? Son yıllarda Yapay Zeka (AI: Artificial Intelligence), makinelerin daha hızlı öğrenmesini ve daha iyi sonuçlara ulaşabilmek için sayısız karar almalarını sağladı. Hatta Google çeviri her gün daha doğru hale geliyor.
Robotlar, birçok sektördeki insan faaliyeti için gerekliliğin sorgulanmasına ve azalmasına yol açtı. Otomobil ticareti, işçileri makinelerle değiştirdi ve bu endüstride güçlendikçe güçlendi. Çeviri endüstrisi dijital teknolojiden de yararlanabilir mi?
Robotların verimliliği artırma, yeni terminolojiyi tanımlama, belleği optimize etme ve kaldıraç etme, içeriğe profil oluşturma, örnek incelemeler yapma, kaliteyi değerlendirme ve yazım ve dilbilgisi hatalarını kontrol etme kapasitesi vardır. Uzmanlar, bilgisayarların kaliteyi de kontrol edebilmesinin uzun sürmeyeceğini düşünüyorlar.
2016’da Google, semantik metni kod çözerek çok dilli çevirileri üstlenebilen yapay sinir ağını kullanan bir sinirsel makine çevirisi aracı başlattı. Uzmanlar, bunun dilbilimcilerin tabutundaki çivi olabileceğini düşünüyorlar.
Üstelik, derin öğrenme veri teknolojisi çok hızlı çok yönlü hale geliyor. Teknoloji şirketleri mevcut kaynaklara yönelmekte ve tek dilli ve iki dilli metinleri, ses dosyalarını çevirme kapasitesine sahip makineler geliştirmekte ve hatta bir videoda konuşan insanları dinlemektedir.
Tüm bu gelişen teknolojiler küresel sınırları aşıyor ve kültürler arası ticareti dönüştürüyor. Peki dilbilimciler ve dil çeviri hizmeti sağlayıcıları ne yapacak?
İnsanın makine üzerinde sahip olduğu avantaj yaratıcılıktır. Makineler sonuçları yalnızca sahip oldukları bilgilere dayanarak öngörebilir. Teknoloji gelişmekte olabilir, ancak insan doğası da öyle. Benzersiz ortamlar ortaya çıkıyor ve bilgisayarlar, öğrenilecek verileri elde edinceye kadar bu değişikliklere adapte olamıyor.
Dilbilimciler son derece vasıfli bir alanda uzmanlaşarak hayatta kalırlar. Bu bugün doğrudur ve gelecekte dilbilimciler için daha bir vazgeçilmez olacaktır. Tartışmalı olarak dil çevirmenlerine en çok imkânı sunacak olan endüstri, pazarlamaktadır.
Çeviri teknolojisi ve yaratıcı ağlarda zaten bir ayrım görüyoruz. Dilbilimciler, işletmelerin birden fazla platformda yeniden kullanılabilen çeviri belleği sistemlerinde depolayacakları doğru verileri sağlıyor.
Kabul edelim, dilbilimcilerin girişi olmaksızın, otomatik çeviri makineleri başlangıç yapamayacaktı. Fakat şimdi ok yaydan çıktı ve durmayacak. Küresel pazarlar daha geniş hale geldiğinde, çok dilli verilere olan talep de artacaktır.
Bu nedenle dilbilimcilerin rolü değişecektir. Modern pazarlamacılar sadece reklam verenler ve satış personeli değildir. Onlar bir hikaye anlatmak hayal güçlerini kullanan yazarlar, gazeteciler ve girişimcilerdir ve makineler dilleri çevirmede ne kadar iyi olursa olsun, benzersiz ve cazip bir şekilde bilgi üreten yaratıcı çıktıları olmayacak.