FOMO: Kim Nerede Ne Zaman Ne Yapıyor?

Sabah uyandığınızda yaptığınız ilk şey nedir? Buna çoğumuz “Telefonuma sarılıp sosyal medya hesaplarımı kontrol etmek’” diyebiliriz. Kimler neleri beğenmiş veya kimler neler paylaşmış? Çoğu kişi için merak konusu olan bu durum, günün çoğunu sosyal medyada geçirmemize neden oluyor. İnsanların neleri beğendiklerini, neler paylaştıklarını, sosyal medyada nelerin konuşulduğunu bilmek istiyoruz. Hayatımızın bu kadar içinde olan sosyal medya, gün içindeki konuşmaları da şekillendirmeye başladı çünkü.

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte çoğu içeriğe ulaşım kolaylaştı elbette. Haberler, güncel yazılar, alışveriş ve hatta eğlence… Bütün dünyamız bir telefona veya tablete sığdı desek abartmış olmayız. İnternet pek çok  kolaylık sağlamasının yanında bazı olumsuzlukları da beraberinde getirdi. İletişim bozuklukları, sosyal medya bağımlılıkları, kendini sosyal hayattan soyutlama, yapmamız gereken işleri aksatma ve son dönemde yaygınlaşan “gelişmeleri kaçırma kaygısı: FOMO (Fear of Missing Out)” bunlardan bazıları.

Peki, FOMO nedir?

Bir çeşit kaygı bozukluğu olan FOMO, bize “Acaba kimler neler paylaştı? Bir şeyler kaçırdım mı? Kimler nerede, neler yapıyor?” sorularını sordurur. Londra Ekonomi Okulu’nda profesör olan Benjamin Voyer, bu kaygının sosyal dışlanma korkusuyla ortaya çıktığını vurguluyor. FOMO, beraberinde internet bağımlılığını da getiriyor. Yapılan araştırmalara göre, internet kullanıcılarının çoğu, zamanını sosyal medyada geçiriyor. Bu nedenle teknolojinin getirdiği olumsuzluklardan etkilenmemek de kaçınılmaz oluyor.

Neler yapabiliriz?

Öncelikle FOMO’yu önlemek için en büyük etken bireylerin kendileridir. Telefonla ilgilenmek için bir saat aralığı belirlemek, sosyal medyaya her girdiğinizde gerekliliğini sorgulamak, aile bireyleriyle daha çok zaman geçirmek, arkadaşlarla gerçek buluşmalar düzenlemek, hoşlandığınız aktivitelere zaman ayırmak etkili olabilir.

Sonuç olarak, hepimiz biliyoruz ki hayatta birçok yeni gelişme oluyor. Bu gelişmeleri takip etmek ve hepsine hakim olmak gerçekten zordur. Telefonlara, tabletlere bir şeyleri sığdırmak yerine gerçeklikle buluşmak inanın daha keyifli olacaktır.