“… gibi ol” Akımı İnsanlara Ne Hissettiriyor?

Milano’da yaşayan bir Moldovalı olan Eugeniu Croitoru ve Debabrata Nath’in birlikte hazırladığı Bill karakteri internette oldukça popüler olmaya başladı.

Twitter’da da #BeLikeBill etiketiyle paylaşılan bu çizimler ilk olarak geçen yıl görüldü ama popülerliği asıl Ocak başlarında yakaladı. Takipçi sayısı kısa sürede 1,5 milyonu aşan Be Like Bill / Bill Gibi Olun Facebook sayfasının buna katkısı büyük.

Daha önce de Facebook’ta mizah amaçlı sayfalar hazırlayan ve kendisini “internet girişimcisi” olarak tanımlayan Eugeniu Croitoru, “Basit bir fikirden yola çıktık. ‘Bill’ akıllı, sağduyu sahibi ve insanları sinirlendiren şeyler yapmayan herhangi biri olabilir. Ayrıca farkına vardıysanız Bill kendisiyle de dalga geçebiliyor. Bazen de başkaları hakkında espriler yapıyor” diyor.

“Bill” karakterini telefon hattından konsere kadar her türlü ürün ve etkinliğin reklamını yapmak için kullanan çok sayıda şirket olsa da Croitoru fikrinden henüz kazanç sağlamadığını anlatıyor, ama ileride sağlamayı umuyor.

Kadıköy Belediyesi’nin hazırladığı bir görsel

Bill’in Arapça’daki adı Bilal ya da Beşir, Malezya’da Raşit, Azerbaycan’da Ehmed, İspanyolca’da Jose, Türkiye’de ise tek bir ismi yok. Türkçe’ye çevrilerek paylaşılan internet görgü kuralları haricinde, sosyal sorumluluk mesajları vermek için de kullanılmaya başlandı bu akım.

Facebook’ta son günlerde hızla yayılan bir başka trend ise bir internet sitesinin hazırladığı, “Bill”in yerine kendi adını koyarak bir mesaj hazırlama imkanı:

 http://en.blobla.com/bla/be-like-me-be-like-bill

http://tr.nametests.com/test/gibi-ol-burayi-tikla-ve-kendi-hikayeini-kesfet/5572/

Pek çok kullanıcının sandığının aksine, mesajlar sosyal medya profiliniz taranarak hazırlanmıyor, rastgele dağıtılıyor.

Croitoru’nun yarattığı Bill karakteri, siyasi içerikli mesajlar verilmek için de kullanılmaya başlandı. Bu durumdan rahatsız olmayan Croitoru, çıkış amacının olumlu bir şey yapmak olduğunu ve insanları eğlendirmek istediğini söylüyor.

“…gibi ol” akımı neden bu kadar popüler oldu?

İnternet ortamı neredeyse her hafta yeni ve popüler bir içeriğin virüs gibi yayılabildiği bir ortam. Özellikle paylaşması kolay, esprili ve “gözde” (trendy) içerikler, kısa sürede milyonlarca kullanıcı tarafından paylaşılıyor. İnternette insanların davranış kalıplarını inceleyen ve nispeten yeni bir alan olan “siberpsikoloji” (cyberpsychology), bu tip davranışlarımızın olası açıklamalarını bulmaya çalışıyor.

Aslında [n]Beyin’in sıkı takipçileri için bu viral paylaşım dalgalarının açıklaması çok da gizemli değil. Bu tip kısa, esprili ve gözde paylaşımlar, insan zihninin yüz binlerce yıllık devrelerini kısa yoldan tatmin edecek sanal bir pratik sağlıyor. Toplulukla birlikte hareket etmek kendimizi iyi hissetmemizi sağlar.

Herkesin paylaştığı bir şeyleri de temelde bu yüzden hemen paylaşmak isteriz (ama biraz düşünürsek fikir bize bir hayli saçma gelebilir)

Sosyal ağların ve internetin en çekici yanı, ileri düzeyde sosyal yetenekleri olan insan beyni için geniş bir sosyal paylaşım ve iletişim yanılsaması yaratmasıdır. Fakat ne çare ki bu geçici paylaşım dalgaları ve iletişim hissi, sadece bir yanılsamadan ibarettir. Yine de özellikle ön beyinleri henüz gelişim aşamasında olan gençlerin bu itkiye karşı koymaları zordur.

Herhangi bir analize dayanmasa da genel geçer bazı “olumlu” ifadeleri arka arkaya dizerek karşıdaki insanda “kişilik analizi” yapıldığına dair bir algı oluşturmanız sandığınızdan çok daha kolaydır. Zira beyniniz, olumlu veya olumsuz birçok ifadeyi zihninizdeki “ben algısı” kalıplarında bulunan ön kabullerle kolayca eşleştirecek ve onlarla rahatlıkla özdeşlik kurabilecek bir yapıdadır. Gazetelerdeki yıldız fallarından tutun birçok sitede eğlence amaçlı karşınıza çıkan kişilik-aşk-şans testleri, aslında böyle temel zaaflarımızdan faydalanır. Fazla düşünmezseniz sonuçlar olarak karşınıza çıkan ifadelerin size ne kadar uyduğuna çoğu zaman hayret edebilirsiniz.

Bunların tamamı, beyninizdeki ödül devrelerini faaliyete geçirir ve siz de bu güzel hissi en kısa zamanda, tanıdığınız herkesle paylaşmak istersiniz. Hepimiz böyleyiz, zira yüz binlerce yıldır en iyi bildiğimiz şey, topluluk halinde hareket etmemizi kolaylaştıracak sosyal becerilerdir.

Gördüğünüz gibi bizi bu dünyada en güçlü türlerden birisi yapan sosyal becerilerimiz, internette gerek eğlence gerek reklam amacıyla kolayca kullanılabilecek zaaflara dönüşebiliyor. Eğlence olarak kaldıkça pek zararı yok, fakat siber ortamın her zaman bu kadar masum olmadığını da unutmamak lazım.

Yorum Yap