Instagram Depresyonu Ortaya Çıkarabilir Mi?

Arkadaşlarla geç vakitte gittiğimiz köftecide çekildiğimiz bol kahkahalı fotoğraflar, deniz kenarında kumlara uzanmış dinlenirken yakalanan bir görüntü, çıktığımız yüksek dağdaki başarımızı sosyal medyada kutlamamız… Hepsi de hayatımızın çok güzel, imrenilesi olduğunu gösteriyor. Ancak yapılan son araştırmalara göre, sosyal medyadaki bazı fotoğraflar, paylaşımcının yaşadığı depresyon hakkında ipuçları verebiliyor.

Harvard Üniversitesi’nde yürütülen bu çalışma, Instagram’daki mavi, gri ya da karanlık kareler ile siyah-beyaz filtre olan Inkwell filtresinin kullanımının depresyon belirtilerini gösterebileceğini ortaya koyuyor. Bununla ilişkili olarak da araştırmacılar Instagram’ın ruhsal bozuklukların erken teşhisi için yeni bir alan olabileceğine inanıyorlar.

Ya depresyonun sebebi sosyal medyaysa?

Daha önceki yazılarımızda Facebook’un kıskançlığa, Twitter’ın öfkeye sebep olabileceği; sosyal medyanın iletişime ve ilişkilere olumsuz etkilerinden bahsetmiştik.

BBC’den Emma Atkinson’ın haberine göre, beden algı bozukluğu, depresyon ve kaygı bozukluğu ile mücadele eden komedyen Juliette Burton, sosyal medyanın bu rahatsızlıklarla baş etmede zorlayıcı olduğunu düşünüyor. İnsanların çok nadir olarak hayatlarında kötü giden şeyleri paylaştığını söyleyen Burton, “Bu fotoğrafların arka planında neler olduğunu asla bilmiyorsunuz. Sosyal medya, kimliklerimizi ifade etmenin, kim olduğumuzla ilgili herkese bir mesaj vermenin yeni aracı. Fakat tüm bu çabaların aslında ne anlama geldiğini yeniden keşfediyoruz” diyor.

Bunun aksine, gazeteci-yazar Bryony Gordon’a göre, selfie’lerde insanların mutsuzluklarını hafifleten şeyler de var. Bununla ilgili olarak obsesif kompulsif bozukluk, depresyon ve yeme bozukluğuyla mücadele edenlerin katıldığı Mental Health Mates (Ruh Sağlığı Dostları) adlı grubu sosyal medya yardımıyla kurduklarını hatırlatan Gordon, “Ruhsal rahatsızlıkları olan herkes gibi ben de kendimi tamamen yalnız hissediyordum. Çünkü ruhsal rahatsızlıklar size kendinizi ucube gibi hissettiren yalanlar söyler” diyor.

selfieGordon bu yalnızlık hissinin üstesinden gelmek için Twitter hesabında, benzer rahatsızlıklarla mücadele eden kişileri buluşmaya davet ettiğini ve düzenlediği ilk yürüyüşe 20 kişinin katıldığını örnek göstererek, o günden beri İngiltere ve hatta ABD’de insanların buluştuğu geniş bir ağın kurulduğunu söylüyor.

Sosyal medyanın yalnızlık hissinden uzaklaşmak ve iyileşme yönünde iyi bir adım olabileceğini belirten Gordon’ın görüşüne Burton da katılıyor ve şunları söylüyor:  “Instagram çalışması bence oldukça ilginç çünkü teknolojinin sunduğu tüm imkanlardan nasıl faydalanabileceğimizi keşfetmemiz lazım. Aynı zamanda insanlar artık ruhsal sorunları hakkında daha fazla konuşmak istiyor. Kendinizde böyle bir rahatsızlık olmasa bile olduğundan şüphelendiğiniz bir kişiyle nasıl konuşacağınızı, bu konudaki doğruları ve yanlışları öğrenmek gerçekten olumlu bir başlangıç.”

*Öne çıkarılmış görsel: Peden + Munk 

Kaynak

Yorum Yap