Psikolojik gerilim filmleri her zaman “korku” türüne tam olarak uymuyor ancak genel olarak hepimizi dehşete düşürüyorlar. Listeye baktıktan sonra bu tarz örnekleri çoğaltmak mümkün ancak biz sizler için, psikolojik gerilim türünde 12 özel filmi bu listede buluşturduk.
12. Vertigo
Alfred Hitchcock’un 1958 tarihli klasiği. Bir suçluyu kovalarken çatıdan düşen ortağını kurtaramayan dedektif Scottie Ferguson’da, bu olayın ardından yükseklik korkusu baş gösterir. “Vertigo” hastalığına dönüşen bu korku nedeniyle mesleğini bırakıp emekli olan dedektif, eski bir arkadaşı tarafından, ruhsal sağlığından şüphe ettiği karısı Madeleine’ni izlemesi için kiralanır. Scottie de kadını daha yakından izledikçe bir şeylerin yolunda gitmediğini fark eder; dahası kadının intihara meyilli olduğunu görür. Artık işleri yoluna koymak için uzaktan takip etmek yetersiz kalacak, Scottie’yi kendi korkularıyla da yüzleşeceği bir mücadelenin içerisine sürükleyecektir. Alfred Hitchcock’un kült filmi, teknik ve işlediği konu itibariyle sinema tarihinin en önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilir.
11. Stoker
India Stoker, babası ve onun en iyi arkadaşı bir araba kazasında öldükten sonra kendini büyük bir boşluğa düşmüş bulur. Annesiyle birlikte büyük ve ıssız bir evde yalnız yaşayan India’nın yaşamı, günün birinde daha önce hiç görmediği amcasının ziyarete gelmesiyle değişir. Esrarengiz bir adam olan amca Charles için ilk başta babasının boşluğunu doldurmasını uman India, daha sonra bu adamın daha farklı şeyler peşinde olduğunu fark eder.
10. Black Swan / Siyah Kuğu
New York’ta yaşayan Nina genç ve yetenekli bir balerindir. Hayatının tamamını kapsayan dans en büyük tutkusu, yaşam amacıdır. Nina, eski bir balerin olan ve kızına sürekli dans konusunda hırs aşılayan annesi ile birlikte kalıyordur. Kuğu Gölü balesini sahneye koyan bale yönetmeni Thomas Leroy, yeni sezonda Beyaz Kuğu’yu canlandıran baş balerini değiştirmeye karar ve ilk tercih olarak da Nina’yı görür. Yönetmen zarif, masum ve saf Beyaz Kuğu ile kötülüğün, şehvetin ve bilinmezliğin temsilcisi Siyah Kuğu’yu aynı anda canlandırabilecek bir balerin arıyordur. Nina bunu gerçekleştirebilmek için elinden geleni yapsa da, bu rol için başka bir rakibi daha vardır ve o da yönetmen Leroy’u etkilemeyi başarmıştır. Beyaz Kuğu rolünde harikalar yaratan Nina ne kadar çok çalışırsa çalışsın içindeki Siyah Kuğu’yu ortaya çıkaramıyordur. Fakat rakibi Lily Siyah Kuğu performansında Nina’dan çok daha iyidir. İki genç balerin arasındaki rekabet ilginç bir dostluğa dönüşürken, Nina da kendi karanlık tarafıyla yüzleşmeye başlamıştır.
9. Fight Club / Dövüş Kulübü
Tekdüze yaşamı kronik uykusuzluk sorunuyla çekilmez bir hale gelen, ailesi ve yakın bir arkadaşı olmayan Jack, doktorunun tavsiyesi üzerine kanserli hastaların terapi grubuna katılır. Bu toplantılar esnasında Marla’yla tanışır. Jack ve Marla’nın çabaları tüketici kültürünün anlamsızlığına karşı bir duruştur. Jack’ın jenerasyonu ölü bir jenerasyondur. Bir yolculuk sonrası evinin yanmış olduğunu gördüğünde arayabileceği tek kişinin yolculuk sırasında tanıştığı sabun satıcısı Tyler Durden olması da adeta bunun bir kanıtıdır. İçilen birkaç biranın ardından park yerinde Tyler, kahramanımızı kendine vurması için kışkırtacaktır. Aralarında başlayan bu kavga Jack’in hayatını değiştirecektir. Bir süre sonra Jack, Tyler’ın yanına taşınır. Tyler’ın liderliğinde bir dövüş kulübünün kuruluşuyla bu kulüpte sayıları elliyi aşmamak kaydıyla erkekler birbirleriyle dövüşmeye başlayacaklardır. Kısa sürede popüler hale gelen kulüp ve Tyler Durden, bu ölü jenerasyonun mesihi haline gelir.
8. Memento / Akıl Defteri
Leonard Shelby, ucuz otel odalarında konaklayan ve sadece nakit para kullanan biridir. Şık giysiler giyip, Jaguar marka araba kullanan Leonard, dışarıdan iş adamı gibi görünmektedir. Fakat aslında hayatını karısına tecavüz edip öldüren kişiyi bulmak için adayan biridir.
Ne yazık ki Leonard’ın bu yolda ciddi bir engeli vardır; yaşadığı, çok ender rastlanan ve tedavi edilemeyen bir tür hafıza kaybı. Her ne kadar hayatının kazadan önceki dönemlerini hatırlayabiliyorsa da, bazen 15 dakika öncesinde nereye gittiğini ve nerede olduğunu bile unutabilmektedir.
7. The Sixth Sense / Altıncı His
Uzun yıllardır mesleğinden uzakta yaşayan psikiyatr Crowe, geçmişinde yaşadığı korkunç bir tecrübenin canlı anılarını halen daha taşımaktadır. Crowe yıllar önce ağır bir saldırıya uğramış ve ölüm tehlikesi atlatmıştır. Şimdilerde küçük bir çocuğun, Cole’un doktorluğunu yapan bu adam zamanla Cole ile yakınlaşacak, küçük çocuğun daha önce kimseyle paylaşamadığı bir sırra tanık olacaktır. Küçük çocuğun sahip olduğu bu sır hem kendisinin hem de doktor Crowe’un hayatında fırtınalar koparacak bir kırılma noktasını doğuracaktır.
‘Unbreakable’, ‘Signs’ ve ‘The Village’ gibi kendi türlerinde sıyrılıp dikkat çeken filmlere imza atan, genellikle de eleştirmenler tarafından tartışmalarla karşılanan filmlerin yönetmeni olan M. Night Shyamalan’ın belki de en önemli yapıtı olan Altıncı His, korku-gerilim türünün en kült örneklerinden biridir. Film ayrıca dönemin sinemasında ‘sürpriz son’ kavramının öncüsü olmuş, ardından gelen birçok yapıtı etkilemiştir.
6. The Rear Window / Arka Pencere
Fotoğrafçı L. B. Jeffries, bir araba yarışını görüntülerken kaza geçirerek bacağını kırar. New York’taki apartman dairesinde zorunlu tatil sırasında arka penceresinden komşularını seyrederek zaman geçirmektedir.
Jeff, yine seyri sırasında komşusunun, karısını öldürdüğünden şüphelenir. Olayı araştırmaları için fotomodel sevgilisi Lisa ve hemşiresi Stella’dan yardım ister.
Gerilim türünün usta yönetmeni Alfred Hitchcock’tan türünün klasiği olarak kabul edilen bir başyapıt.
5. Gone Girl / Kayıp Kız
Sıcak bir yaz sabahı, Nick ve Amy evliliklerinin beşinci yıl dönümünü kutlamaya hazırlanmaktadırlar. Fakat o gün Amy aniden ortadan kaybolur. Geri dönmeyince, polisin gözünde kocası Nick tüm şüpheleri üzerine çeker. Nick’in ise kafası karışmıştır zira Amy’ye ne olduğuna dair hiçbir fikri yoktur. Bir anda kendisini Amy’nin ailesinin hazırladığı bir yardım operasyonu içinde piyon olarak bulur. Nick, masum olduğu konusunda ısrar etse de üstündeki şüpheleri tamamen yok edemez. Amy’nin hayatta olup olmadığı ise büyük bir muammadır.
4. Misery / Ölüm Kitabı
Paul Sheldon, kolay okunan popüler romanlar yazarıdır. Artık kariyerinde bir dönüm noktasında olduğunu düşünüp, seri maceralarını yazdığı karakteri Misery Chastain’in öldürüp diziyi bitirir. Paul, taşrada geçirdiği bir araba kazasından yaralı kurtulur. Onu bulup evinde bakmaya başlayan Annie Wilkes, şans eseri Paul’un sadık okurlarından biridir ve kahramanı Misery Chastain’in de sıkı bir hayranıdır. Son kitabı okuyup Misery’nin ölümüyle şoke olan kadın öfkeye kapılır ve Paul’u ayağından feci şekilde yaralayarak onu yatağa hapseder. Hem bölge şerifi hem de menajeri umutsuzca Paul’ü ararken o, gardiyanı Annie’ye özel bir Misery macerası daha yazmak zorundadır.
3. The Talented Mr. Ripley / Yetenekli Bay Ripley
Ripley ile Greenleaf farklı sosyal sınıflardan iki genç arkadaştır. Yoksul Tom, zengin Dickie’nin kayıtsızca sefasını sürdüğü Dolce Vita’ya sahip olmak uğruna her şeyini feda edebilecek kadar çaresiz ve hırslıdır. Bir gün Dickie’nin varlıklı babası, Tom’u, İtalya’da yaşayan oğlunun evine geri dönmesi için ikna etmekle görevlendirir. Bu, Ripley’in uzun süredir aradığı fırsattır.
2. Taxi Driver / Taksi Şoförü
Vietnam savaşının izlerini henüz silemeyen bir askerin, geceleri taksi şoförlüğü yaparak gördüğü kirli ve adaletsiz dünyaya uyum sağlamayı reddetme hikayesini anlatan film, Robert De Niro’nun canlandırdığı Travis Bickle karakteriyle kültleşmiştir. Taksi şoförü Travis, sosyal hayatındaki başarısızlığını, saplantılı bir tutku beslediği Bickle’la tersine döndürmeye çalışsa da beklediği karşılığı bulamıyor. Bu kırılma anından sonra bir silah alıp harekete geçmeyi, sokakların pisliğini temizlemeye karar veriyor. Bu esnada kendini bir hayat kadınını kurtarmaya adıyor. Çürümeye yüz tutmuş bir topluma karşı tutulan bir ayna niteliğindeki film, yönetmen Martin Scorsese’in kariyerinin en önemli filmlerinden biri olarak kabul görür.
1. The Silence of The Lambs / Kuzuların Sessizliği
Akademiden mezun olmuş genç FBI ajanı Clarice Starling, FBI ajanı kurbanlarının derilerini yüzen sapık bir katilin elinden bir kadını kurtarmaya çalışır. Clarice, katile ulaşmak için başka bir psikopat olan ünlü doktor Hannibal Lecter ile yakınlaşır. Lecter’dan bilgi alması için önce onun güvenini kazanması gerekmektedir. 1992 yılında 7 dalda Oscar’a aday olan film, yönetmeni ve başrol oyuncularına altın heykelciği getirirken, en iyi film ve en iyi senaryo uyarlaması dalında da ödüle hak kazanmıştı.