Kendine Zarar Veren Kişilik Bozukluğu

Bu ismin ilginç bir hikâyesi vardır. İlk olarak, 1987’de DSM-III’te “kendine zarar veren kişilik bozukluğu” (self-defeating personality disorder) olarak yer aldı ancak ekler kısmında “henüz emin olunamayan” ve “daha çok araştırılması gerek” ibareleri yer alıyordu. Daha sonra DSM-IV’te “negatif kişilik bozukluğu” diye geçti ancak yine eklerde yer alıyordu. Sonrasında ise “bağımlı kişilik bozukluğu” olarak lanse edildi.

Widiger ve arkadaşları, 1988’de buna “mazoşistik kişilik bozukluğu” dediler. Buna kayda değer eleştiriler de getirdiler. Örneğin, bu hastalık kadınlara ve istismara uğrayanlara çok zarar veriyordu ve bu sebeple bir kişilik bozukluğu olarak değil belki de “affektif (duygusal)” bir bozukluktu. Ayrıca bağımlı ve pasif-agresif bozukluk ile çok fazla eşleşiyordu, deneysel veri ise azdı.

Taksonomi (sınıflandırma) tartışmalarına rağmen bu bozukluk işyerlerinde kolayca gözlenebiliyordu. Bu kişiler kişilik bozukluğu dünyasının fedakar, diğerkâm ya da çok feragat eden kesimidir. Hayatın anlamını diğer insanlara hizmet etmekte bulur, onları tatmin ederek kendileri tatmin olurlar. İlgiyi hak etmediklerine inanabilir, sevgiye layık olmadıklarını düşünebilir ve bu yüzden kazanmak zorunda hissederler. Diğerleri için uzun süre çalışırlar ve ilişkilerinde her şeylerini feda ederler. Teşekkür edilmesini istemez ya da ilgi beklemez, iltifat ve övgülerden rahatsız olurlar. Suçlu gibi görünebilir ve çok ihmal edilirler, bu da acıya ve kafa karışıklığına sebep olur. Hayatı adil görmez ve kendilerinden daha şanssız olduklarına inandıkları kişilere yardım etmeyi amaç edinirler. Stres altında iyilerdir ancak sürekli yok sayıldıklarında içerleyebilirler.

Geniş açıdan bakarsak, bu kişiler, iş söz konusu olduğunda iyilerdir. Çok çalışan, saygılı, uyum sağlayan kişilerdir ancak işlerinin değeri ve anlamı hakkında da çok endişelidirler. Güvenilir, sadık, talep etmeyen ve zorlayıcı olmayan çalışanlardır. Ancak nadiren kendi potansiyellerini fark ederler ve diğerlerine karşı olan minnettar tavırları değişebilir. Kendine zarar veren bu kişiler, nadiren bir yönetici ya da lider olurlar ancak kendilerini adadıkları ve sadık oldukları için orta düzeydeki yönetici pozisyonunda bulunabilirler. Fakat kaçınılmaz olarak görev ve disiplinle çok problem yaşarlar. Ciddi olarak çalışanların memnuniyetsiz ve düşük performansa sahip olduklarını düşünebilirler. Küçük de olsa belli bir kesimi, çalışanların da aynı şekilde fedakar olmasını ve böyle davranmasını isteyebilir. Çünkü başarı ile problemleri vardır, sahtekârlık sendromundan mustarip olup bilinçli ya da bilinçsiz kendilerine zarar verirler. Başka insanların istismarına da açıktırlar. Ayrıca cömert oluşları, onları daha çok mazoşist yapmaktadır.

Oldham ve Morris (2000), sekiz teşhis kriteri belirlemiştir:

“Kendine zarar veren bu davranış örüntüsü, yetişkinliğin başlarında ortaya çıkmakta ve çeşitli şekillerde kendini göstermektedir. Kişi, hoşnut olacağı şeylerden kaçabilir ya da onları boş görebilir, kendini acı çekebileceği bir durumda bulabilir ve kendisine yardım edilmesini de istemez:

1) Hayal kırıklığına uğrayabileceği insanları ve durumları seçer (halbuki başka seçenekler de vardır),

2) Kendisine yardım edilmesini bir şekilde reddeder,

3) Pozitif sonuçlara ulaşmayı amaç eder ancak bu depresyon ve suçlulukla sonuçlanır ya da acıya sebep olan davranışlar sergiler (bir kaza gibi),

4) Başkalarının öfkeleneceği şeyler yapar ve sonrasında zarar görür, küçük düşmüş hisseder,

5) Hoşnut olabileceği fırsatları reddeder ya da kendini eğlendirmeye karşı isteksizdir (sosyal becerileri olsa dahi),

6) Başkalarına bu konuda yardımcı olsa bile çok önem arz eden görevleri yerine getiremez (arkadaşlarına kompozisyon yazar ama kendi için yazamaz mesela),

7) Kendine iyi davranan insanları reddeder ve ilgi duymaz,

8) İstemese de çok fedakar davranışlarda bulunur.”

Oldham ve Morris’e (2000) göre, yedi karakter özelliği vardır:

“Aşağıdaki yedi özellik ve davranış kendine zarar veren kişilik tipi için ip ucudur. Bu tip kişiliğe meyilli olan birisi, bu davranışların çoğunu meyilli olmayanlara göre daha fazla sergileyecektir:

Cömertlik: Bu tip kişiler sürekli olarak ihtiyaç halinde size yardım etmek için hazırdırlar, yardım istemenize bile gerek yoktur.

Hizmet: Onların ‘temel yönelimleri’ diğer insanlara yardımcı olmaktır. Diğerlerine kıyasla asla rekabetçi değillerdir, bir yarışta ikinci ve sonuncu olabilirler ve bu onları mutsuz yapmaz.

Düşünceli olmak: Bu tip insanlar sürekli başkalarıyla olan ilişkilerini önemserler. Etik, dürüst ve güvenilirdirler.

Alçak gönüllülük: Onlar ne gururludurlar ne de kendilerini beğenirler ve kendileri üzerine titrenilmesinden rahatsız olurlar. İlgi odağı olmak istemezler.

Dayanıklılık: Uzun süreli acılara dayanıklıdırlar, kendi yüklerini kendileri taşımak isterler. Yüksek tolerans ve sabır sahibidirler.

Saflık: Bu insanlar naif ve masumdurlar. Diğer insanlar üzerinde bıraktıkları derin etkinin farkında değillerdir, asla bir şeyden şüphe duymaya meyilli değillerdir, kendilerini yakın gördükleri insanlar için asla aldatıcılık ve hilekarlık beklemezler.”

Bu durumlarla başa çıkmak için de yedi ipucu sunarlar:

“1) Onlar yaptıkları şeylerin önemsiz olduğunu söyleseler de bu insanların yaptıklarının farkına varın ve hatırlayın. Belki iltifattan çekinirler ama içten içe sizin onlarla ilgilendiğinizi görme ihtiyacı duyarlar.

2) Bir şekilde ver-al formülü geliştirin. Bu tip insanlar yardım etmeli, vermeye alışmalı ama kendilerini rahat hissetmeleri için de sizden yardım almalılar.

3) Bu tip insanların dilinden anlamaya çalışın. ‘Bana teşekkür etmeyin’ demek, ‘Övülmekten hoşlanmıyorum ama iltifat için teşekkürler’ demektir.

4) Bu insanları reddetmemeye çalışın ve size ilgisinden dolayı çekinmeyin. Onlar ilk sizi düşünürler. Bunu sevdikleri için yaparlar, bu yüzden ilgi görmenin rahatlığını yaşayın.

5) Dikkatli olun, bazı aşırı fedakar insanlar kendinden çok fazla vererek sizi memnun etmeye çalışırlar. Eğer bu fedakar insanlar bir sınır çizmez ise siz çizin. Bir yardımı reddetseniz bile bunun sebebini açıklayın.

6) Yardımcı olmakta ısrarlı olun, bu ilişkinizde bir denge oluşturacak ve fedakar kişinin her şeyi yapmasını engelleyecektir.

7) Onlarla konuşun, sizin için en hoş şeyin onlarla boş vaktinizde beraber olmak olduğunu anlatın. Bunu yapmazsanız sizin neyi istediğinizden emin olamazlar.”

Kaynak

Yorum Yap