Olumlu Düşünemeyenlerden Misiniz?

Düşünmenin insan hayatının vazgeçilmez bir öğesi olduğunu herkes bilir. Atalarımız da “Az konuş, çok düşün” derken bu sürecin işlevselliğini ortaya çıkarmıştır. Peki, bu düşünce meyvesinin şekli, kokusu, tadı nasıl? Düşünürken bunları da dikkate alabiliyor muyuz yoksa sadece odaklanılan konu hakkında mı kafa yoruyoruz? Ya da “Düşündüm ama bulamadım” deyip ardımıza bakmadan uzaklaşıyor muyuz? Tüm bunların cevabını bulmak yine düşünmekle mümkün aslında.

Düşünmenin negatif, kötü, korkunç ya da şaşırılacak bir durum olmadığını belirtmek gerekir. “Kara kara ne düşünüyorsun?” yakıştırmasını yaşantımızdan attığımızda işler daha kolay yoluna girebilir. Evin küçük kızı bulutların üstünde olduğunu düşünüyor olabilir. Belki kariyer planlaması yapıyor mahalle bakkalının çırağı veya belki de konsere bilet buldu üniversite öğrencisi. Kara kara düşünmüyorlar yani. Heyecanlarını, umutlarını, geleceklerini tasarlıyorlar kafalarında. Neyi nasıl yaparlarsa daha iyi olur’u tartışıyorlar, düşünüyorlar.

Beynin en önemli görevlerinden biri de düşünmektir. Düşünerek hareket etmek, bunları davranışa veya duyguya dönüştürmektir. Dışarıdan gelen sinyalleri alan nöronlar, beyinde işlendikten sonra tekrar bunları sırtlayıp vücudun ilgili noktalarına ulaştırır. İnsan da bu mesaj doğrultusunda olumlu (pozitif) veya olumsuz (negatif) davranışlar sergiler. Bu süreçten ne beyin ne de nöronlar sorumlu tutulamaz. İnsan beyne neyi, nasıl ve ne biçimde iletirse beyin de ona uygun işler, tasarlar ve nöronlara iletir. Davranışlarımız, iletişimimiz, duygularımız ve ruhsal durumumuz bizim isteklerimiz doğrultusunda şekillenir, vücuda dağılır. Olumlu düşündüremediklerimiz ise karamsar, hayat enerjisi azalmış, vazgeçmiş, derin derin aldıkları nefesi “off” çekerek bırakan kişiler olarak hayatlarına devam ederler.

Nasıl ki uygun kullanılamayan bir araç gereç veya eşya zamanla paslanır, kullanılamaz hale gelirse beyin ve ilgili elemanları da zamanla ağırlaşır, hantallaşır, paslanır, işlevselliğini yitirir. İletilen mesajları bir süre sonra hep aynı şekilde ortaya çıkarır. İnsanlarda doyumsuzluk ve hayata küskün olma durumu oluşur. Yaşam kalitemizi artırmak ve davranışlarımızda özerk olmak için beynimizin düşünce gücünü kullanmanın önemi artmaktadır. Olumlu düşündüremediklerimizden uzaklaşıp olumlu düşünmeye ve yaşamaya başlamak en büyük ve en kuvvetli adım olmaktadır. Bu yüzden beyninizin düşünce işlevselliğini artırın ve onu şımartın!

Detaylı bilgi için:

https://www.doktorsitesi.com/makale/olumlu-dusunmenin-basari-uzerindeki-etkileri

http://www.psikoenerji.com/makaleler/pozitif-dusunce-ve-beyin-gucu-davut-ibrahimoglu

http://www.bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/insan-beyninin-bolumleri-ne-tur-islevler-ustlenir

Hazırlayan: [n]teresan Şeyler üyesi hemşire Yağmur Durmuş

Yorum Yap