
Parkinson Hakkında Ne Biliyoruz?
Parkinson hastalığı, ilk defa Dr. James Parkinson tarafından 1817’de belgelendikten sonra isimlendirilmiştir. Dünya genelinde en yaygın görülen ikinci nörodejeneratif hastalıktır. Günümüzde bu hastalıktan 6.3 milyon kişinin etkilendiği ve bu sayının 2030’da 8.3 milyona çıkacağı tahmin ediliyor.
Parkinson belirtileri genellikle 60 yaşından sonra açığa çıkar. Kökeni birden çok faktöre dayanan kompleks bir sinirsel hastalıktır. Bu hastalıkta, beyindeki belirli hücre tipleri ölümler ve yenilenme gerçekleşmez. Bu da “nörodejeneratif rahatsızlık” olarak bilinen bazı durumların gelişmesine sebep olur.
Hastalığın karakteristik özellikleri beyinde substantia nigra bölgesinde dopaminle ilişkili nöronların kaybı ve Lewy Cisimciği birikmesidir. Beyinde dopaminerjik nöronların hasar görmesi hastalığın bazı karakteristik belirtilerini açıklar. Dopaminerjik nöronlar motor fonksiyonların düzenlenmesinden sorumlu olan dopamin hormonu salınımı yapar. Dopamin seviyesinin düşmesi; bradikinezi (yavaş hareket etme), kas sertliği, dinlenme sarsıntısı ve duruş dengesizliği gibi karakteristik motor fonksiyon bozukluklarına sebep olur. Hareketle ilişkili fonksiyon kaybı dışında hastaların yaşam kalitesini azaltan anksiyete, depresyon, demans, uyku bozuklukları, kabızlık ve koku alma hasarları gibi belirtiler de görülür.
Tedavisi Yok
Hastalığı tedavi etmenin ya da önlemenin bir yolu olmasa da ortaya çıkan bazı belirtileri düzeltmeye yarayan tedavi seçenekleri sunuluyor. Parkinson belirtilerini gösteren hastaların büyük çoğunluğunun neden bu hastalığa yakalandığı bilinmiyor. Ancak mekanizması tam olarak anlaşılamayan bir şekilde yatkın genlerle çevresel faktörlerin etkileşiminin hastalığa neden olduğu düşünülüyor.
Sebebi Tam Olarak Bilinmiyor
Hastalığın sebebi olarak birkaç hücresel mekanizma ve bazı genler keşfedildiyse de başlamasına ve ilerlemesine tam olarak neyin sebep olduğu halen bilinmiyor. Ancak çevresel faktörlerle gen ifadesinde epigenetik etkilerle gerçekleşen değişimlerin Parkinson ve diğer nörodejeneratif hastalıkların gelişiminde önemli rol oynadığı düşünülüyor. Hastalığın kökenini ve gelişimini anlamak için yapılan çalışmalar, Parkinson’un bağırsak bakterileri gibi beynin dışında gerçekleşen değişimlerden kaynaklanıyor olabileceğini ve çevresel faktörlerle de sınırlı olarak gelişimi etkilenebilecek bir rahatsızlık olduğunu gösteriyor.
Egzersizlerle hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabilir
Hastalığın tedavisi olmasa da gelişimini yavaşlatmak için yoğun egzersizlerin faydalı olabileceği düşünülüyor. JAMA Neurology’de 11 Aralık’ta yayımlanan bir çalışmada daha önce Parkinson hastaları için fiziksel olarak fazla yıpratıcı olacağı düşünülen yoğun egzersizlerin hastalığın erken evrelerinde hareket fonksiyonlarındaki bozulmayı yavaşlatabileceği gösterildi. Bu çalışma bağlamında araştırmacılar Parkinson’un ilerlemesini yavaşlatmak için nabız en fazla 80-85 olacak şekilde haftada üç kez egzersiz yapılmasını tavsiye ediyorlar.
Günümüzde kullanılan Parkinson ilaçlarının birçok yan etkisi var ve kullanım süresi arttıkça vücudun tolerans geliştirmesiyle etkilerini kaybediyorlar. Bu nedenle egzersiz, Parkinson’la mücadelede etkili bir yöntem olarak kullanılabilme potansiyeli taşıyor.
Kilo Kaybı ile Hastalığın İlerleyişi Bağlantılı
Heyecan verici başka bir çalışmaysa Parkinson’la hastaların kilo vermesi arasındaki ilişki üzerine yapıldı. University of Aberdeen’de yapılmış olan çalışma; hastalığın başlangıç aşamalarında aşırı kilo vermenin hastanın kendi kendine iş göremez duruma gelme, demans geliştirme ve ölüm riskindeki artışla bağlantılı olduğunu gösterdi.
Parkinson hastalığının erken evrelerinde genellikle kilo verilir. Ancak bu çalışma kilo vermeyle ölüm ve demans riski arasında bağlantı kuran ilk çalışma. Araştırmacılar, kilo vermeyi durdurmanın Parkinson’un ilerleyişini yavaşlatma potansiyeli taşıdığını düşünüyorlar. Bu hipotezi test etmek için ileri araştırmalar yapılması gerekiyor. Eğer yapılacak çalışmalarda yüksek kaloriyle beslenme sağlandığında Parkinson belirtileri yavaşlatılabilirse Parkinson’la mücadelemizde önemli bir adım atmış olacağız.
Kaynaklar:
Pavlou, M. A. S., & Outeiro, T. F. (2017). Epigenetics in Parkinson’s Disease. In Neuroepigenomics in Aging and Disease(pp. 363-390). Springer International Publishing.