Uyku Esnasında Beyinde Neler Oluyor?

Popüler bir teorinin aksine araştırmacılar, REM uykusu sırasında beynin dış bağlantıları kesmediğini keşfettiler. Çalışma, serebral korteks içindeki tüm iletişim biçimlerinin bu uyku aşamasında bozulmadığını ortaya koyuyor.

Uyuduğumuzda, vücudumuz farklı evrelerden geçiyor, ancak REM uykusu sırasında beynimizin iç ve dış bağlantıları hiçbir şekilde kesmiyor. Bunun gerçekleşmediği düşünülüyordu. Avrupa’daki araştırmacılar tarafından ortaya çıkarılan bu gerçek, giderek önemli bir sinirbilimi alanı olan bilincin bilimsel temelini analiz etmeyi mümkün kıldı.

Uyku, farklı evrelerin gerçekleştiği çeşitli döngülerden oluşur. Yavaş ve hızlı dalga, non-REM uykusunu ve REM uykusunu oluşturur. Gece boyunca, her biri doksan dakika süren dört veya beş tam evre yaşanabilir.

Çeşitli araştırmalar, serebral korteksin farklı alanları arasındaki iletişimin, REM dışı uykuda kesildiğini göstermiştir.

Amsterdam Üniversitesi Swammerdam Yaşam Bilimleri Enstitüsü’nde bir araştırmacı olan Umberto Olcese; “REM uykusu sırasında beynin bağlantıları kopardığı ve bireysel alanların artık etkili bir şekilde iletişim kuramadığı düşünülüyordu” dedi.

Olcese, Avrupa CANON projesinden araştırmacılar ve Prof. Cyriel Pennartz liderliğindeki araştırma ekibi, serebral kortekste tüm iletişim biçimlerinin REM dışı uyku sırasında kaybedildiğini saptadılar. Spesifik olarak, bireysel bölgelerde bulunan nöronlar ve farklı serebral bölgede yer alan bazı nöron alt popülasyonları arasında korelasyonlar korunmaktadır.

Araştırmacılar, The Journal of Neuroscience gazetesinde yayımlanan bu sonuçlara ulaşmak için, fareler üzerinde neokorteks ve hipokampüsün nöronal bağlantılarının nasıl düzenlendiğini inceledi.

Bilinç Çalışmalarındaki Gelişmeler

Aynı dergide yayımlanan ikinci bir araştırmada, İnsan Beyni Projesi ve CANON projesindeki bir araştırma ekibi, nörobilim perspektifinden bilinç durumunu analiz etti.

Tarihsel olarak bu kavram felsefi bir bakış açısı ile incelenmiş olsa da, uzmanlar bu süreçte kortikal alanlar arasında uygun bir iletişimin önemini yansıtan çeşitli bilimsel çalışmaları gözden geçirdiler.

Araştırmacılar; “Yeni yöntemlerle ve teorik ilerlemelerle yönlendirilen nörobilimsel araştırmalar, gittikçe daha sağlam bir yapıya bürünüyor. Çünkü kayda değer bilimsel ve klinik ilerleme sağlandı” diye belirttiler.

Kaynak

Yorum Yap