Uyku Hakkında Bunları Bilsek…

Uyku bedenimizden ziyade beynimizin dinlenmesi ve kendini yenilemesi için var olan değişik bir bilinç durumunun adıdır. Uykunun değişik safhaları, beynin bu safhalardaki faaliyetler ve rüyalar gibi deneyimlerle uyku adeta yaşadığımız gerçekliğin dışında ama onunla yakın ilişkili bir başka gerçeklik gibidir.

Beyin yıkama?
Uyku beynimizin tam anlamıyla “yıkanıp temizlendiği” dönemler içerir. Normalde gün içinde tüm dokular gibi beynimiz de bir sürü atık madde üretir; fakat bu atıkları etkin bir biçimde uzaklaştırabilecek lenf sistemi, birçok organdan farklı olarak, beyinde mevcut değildir. Bundan dolayı, özel bir yıkama mekanizması ile temizlenmek zorundadır. Bu mekanizma ise ancak gece uykusunun özel dönemlerinde devreye girer. Beyindeki damarlar uykunun belli zamanlarında birden genişler, içindeki kan plazmasından süzdükleri büyük miktarlarda sıvıyı beyin hücrelerinin arasına gönderir ve tekrar geri emerler. Böylece beynimiz, kelimenin tam anlamıyla bir gece uykusu boyunca defalarca “yıkanıp temizlenir”. Bu temizlikten uykusuzluk nedeniyle mahrum kalmak da tahmin edersiniz ki öncelikle beynimizi ve zihnimizi etkileyen birçok soruna neden olacaktır.

Sık rüya görür müsünüz?
Kişi çok sık rüya görüyorsa bu durum uyku bozukluğunun habercisi olabilir. Depresyonda olan kişiler de çok rüya görür. Depresyon uykusuzluğun sık görüldüğü durumlardan birisidir. Tipik uyku bozukluğu, uykuya dalmada gecikme ve kişinin sıklıkla zamansız yahut çok erken uyanması şeklinde kendini gösterir. Depresyondaki kişilerde gözlenen bir başka yaygın durum ise bir uykuda karışık ve çok rüya görme deneyimleridir.

Beyin için temizlik zamanı
Uyku safhaları ortalama 90 dakikalık aralıklarla tekrar eder. Beynimiz bu sırada gündüz duyular aracılığıyla topladığı hemen her şeyi “çöpe atar”. Bu ayıklamanın tek zamanı ise uyku dediğimiz süreçtir. Uyku sırasında bilgiler önemli ve önemsiz olarak tasnif edilir, çoğunluğu oluşturan önemsiz bilgi ve bağlantıları silinir ve bir sonraki gün öğrenmeye hazır ve böylece organize bir zihinle uyanmamız sağlanmış olur. Bu işlemlerin özellikle bireylerin rüya gördükleri dönemlerde gerçekleştiğini biliyoruz.

Hatıralarımızı ayıklayan mekanizmaların nasıl çalıştığı henüz kesin değil. Fakat “önemli” ve “önemsiz” ayrımının nasıl yapıldığına dair önemli bir ipucumuz var: bizim için duygusal olarak önem taşıyan tüm bilgiler, önemli kategorisinde değerlendiriliyor ve duygusal olarak etkisiz deneyimler depolanmıyor. O yüzden çoğumuzun hatırladığı en eski anılara aynı zamanda şiddetli ve yoğun duygusal bileşenler de eşlik eder.


Ne kadar uyumalı?

Uyku süresinin belirli bir formülü yok; fakat uyku süresi, genellikle yaşam kalitesini yansıtan önemli bir göstergedir. Dengeli beslenen, yeterince hareket eden ve kontrollü stres yaşayan insanların da uykuları kısa ve verimli hale gelir. Yaşamsal düzensizlikler, doğrudan uyku süresini de etkiler ve genellikle bu süreyi uzatıp kalitesinin bozulmasına neden olur. Yaş ilerledikçe toplam uyku süresi ortalama olarak kısalır. Bu durum bazen endişelendirici bir durum gibi algılansa da aslında doğal sürecin bir parçasıdır. Araştırmalara göre 65 yaş ve üzerindeki kişiler gecede ortalama 6-7 saat uyuyor ve uyku çoğu zaman arada uyanmalarla bölünen çok fazlı bir yapıya doğru dönüşüyor.

Yaşlılar daha sık uyanır
“Buna özellikle uyku sorunu yaşayan kişilerin dikkat etmesi gerekir. Yaşlı kişiler geceleri daha fazla uyanır ve uykuya dalmaları zorlaşır. Uyku sorunları genelde yaşlılarda uykusuzluk, uyku ile ilgili solunum bozuklukları, uykunun erken ya da geç başlaması, uykuda davranış bozuklukları şeklinde ortaya çıkar.”

Gündüz uykusu gece uykusundan çalar mı?
Gündüz yapılan ve “şekerleme” dediğimiz uykular akşam uyku saatini etkileyebiliyor. Gündüz bir saatlik uyku gece uykusunu iki saat kadar kısaltabiliyor. Uykusuzluk problemi olan kişilere bu nedenle gündüz şekerlemeleri önerilmiyor. Fakat 10 dakikalık bir kestirmenin hafıza ve dikkati ölçülebilir bir oranda arttırdığını da biliyoruz. Gündüz uykusu, kısa ve dozunda olduğu zaman beyin için oldukça faydalı ve gece uykusunun da kalitesini yükselten bir etkiye sahip. Bu arada hatırlatmak gerekir ki düzensiz uyku saatleri de uyku sorunlarına neden olabilen önemli sebeplerden biri.

Alkol uyku verir ama…
Sigara, çay, kahve gibi uyarıcı maddelerin uykusuzluk yaptığını biliriz. Alkol, bazı insanların daha kolay uyumak amacıyla seçtiği bir yol olarak bilinse de beyne ulaşan alkol, uykunun hassas biyokimyasal mekanizmasını ve kalitesini ciddi derecede değiştirir. Kişide derin uyku evrelerine doğru olması gereken doğal geçişler bozulur ve alkol alan kişiler genellikle çok çabuk ve tam dinlenme hissi olmadan uyanırlar.

Yatmadan önce boğaza dikkat!
Uyku hijyeni de en az ağız bakımı kadar önemlidir. Yatma saatine yakın ağır yemeklerden kaçınmamız uyku kalitemizi normal düzeyde tutabilmek için önemi bir önlemdir. Ağır fiziksel egzersizler, bedenin en güçlü ve strese en dayanıklı olduğu sabah veya ikindi saatlerine bırakılmalı. Zamansız yapılan ağır egzersizler de birçok diğer unsur gibi uyku üzerinde olumsuz etki yapar (bedeniniz yorgunluktan kırılırken uyuyamadığınız oldu mu hiç?) Ağır yiyeceklerle doldurulmamış ve uykudan hemen önce egzersiz gibi stres unsurlarına maruz bırakılmamış bir kişinin bebekler gibi uyumasının önünde pek bir engel kalmaz.

Yorum Yap