
Bir yandan eş bulma uygulamaları ve hızlı buluşma servisleri, öte yandan her şeye karışan anneler… İnsanların sonunda “eş”siz kalmamaları ve yalnızlıktan kaçmaları için çok fazla zaman ve çaba harcandığı ortada. Ancak California Santa Barbara Üniversitesi’nden bir araştırmacı, hem bekâr ve hem de mutlu olunabileceğini savunuyor.
Bu yıl 5 Ağustos’ta gerçekleşen Amerikan Psikoloji Birliği’nin 124. yıllık kongresinde, üniversitenin Sosyal Psikoloji bölümünün ziyaretçi profesörlerinden Dr. Bella DePaulo, bekâr insanların anlamlı işler gerçekleştirmeye evli olan akranlarından daha fazla değer yüklediğini ve bu kişilerin arkadaşları ve aileleriyle daha mutlu ilişkiler kurduklarını gösteren bir araştırmaya ilişkin sunum yaptı.
“İnsanlar evlendiklerinde daha yalıtılmış hale geliyorlar” şeklinde bir açıklama yapan Dr. DePaulo, birçok bekâr kadın ve erkeğin daha üretken bir yaşam tarzını benimsediklerini, psikolojik gelişme ve büyümenin tadını evlenenlere kıyasla daha fazla çıkardıklarını ekledi.
“Yalnızlık ‘endişesiyle’ fazla meşgul olmanın yalnızlığın faydalarını yok edebileceğini” de dile getiren Dr. DePaulo, “Artık bekâr insanların ve bekâr yaşam tarzının gerçek bir portresini çizmenin zamanı geldi. Öyle ki bu porte, bekâr bireylerin gerçek kuvvetlerini, dirençlerini ve bu hayatları bu kadar anlamlı yapan şeyleri de içermeli” dedi.
İyi bir yaşam için “tek bir formül” yok
Bekârların yaşam kalitelerine ilişkin yapılan bilimsel araştırmaların sayısının oldukça düşük olduğunu ifade eden Dr. DePaulo, hiç evlenmemiş bireyleri tartışan araştırma sonuçlarını derlerken bugüne dek yapılan 814 çalışmanın hiçbirinin özellikle bekâr insanları değerlendirmek için yapılmadığını, bu araştırmalarda bekârların evlilere ya da evliliğe ilişkin yapılan çalışmalarda hep kontrol grubu (karşılaştırma grubu) olarak kullanıldığını fark ettiğini de dile getirdi.Ancak, müzmin bekârlara odaklanan araştırmalarda oldukça ilgi çekici sonuçlara ulaşıldığını kaydeden Dr. De Paulo, “Örneğin, hayatları boyunca bekâr olan bireyleri evlilerle karşılaştıran bir çalışmada, bekârların daha yüksek bir öz-adanmışlık durumunda oldukları ve ‘bir birey olarak sürekli büyüme ve gelişme duygusuna’ sahip oldukları bulunmuştur” dedi.
Bir başka araştırma, daima kendi kendilerine daha iyi yeten müzmin bekârların olumsuz duygular deneyimlemesinin daha az olası olduğu ancak evli erkek ve kadınlarda bu durumun tam tersi görüldüğü bildirilmiştir. Yani, 2009’da yayımlanan bu makaleye göre, (kendi eşleri de dahil olmak üzere) başkalarına daha az bağ(ım)lı olan evli bireylerin olumsuz duygu deneyimleme olasılığının daha yüksek olduğu gösterilmiştir.
Bu bulguların, kendilerine sağlanan yasal haklar dolayısıyla evli insanların evli olmayan 16 yaş üstü yaklaşık 125 milyon Amerikalıdan daha iyi durumda oldukları genel yargısına ters düştüğünü belirten Dr. De Paula, konuşmasına şöyle devam etti: “Gerçekten de evli bireylerin çoğu finansal konularda olmak üzere 1000’den fazla yasal fayda ve korumaları vardır.”
“Evli insanların sadece evli olmaları üzerinden edindikleri yasal ve kültürel avantajlar göz önünde bulundurulduğunda, bekâr insanların bu kadar iyi durumda olması gerçekten çarpıcı” diyen Dr. DePaulo, sözlerini “İyi bir yaşamın tek bir formülü yok. Önemli olan, herkesin ne yaptığı ya da insanların bizim ne yapmamız gerektiğine ilişkin düşünceleri değil. Asıl önemli olan, kendimiz olmamıza izin veren ve bizim için en iyi hayatı yaşamamıza yardımcı olacak kişi ve mekânları bulup bulamadığımızdır” şeklinde sürdürdü.
*Öne çıkarılmış görsel: Ben Raynal – Stranger