Yeni Bir Teleskop Üçlüsü Uzak Gezegenlere Bakışımızı Değiştirecek

Uzak gezegenleri gözlemlemek için tasarlanan yeni bir tesis, ilk gözlem çalışmasını başarıyla tamamladı. Fransızların liderliğindeki Exoplanets in Transits and their Atmospheres (ExTrA) projesi, Şili’deki Avrupa Güney Gözlemevi’nin (ESO) La Silla tesisinde hayata geçti. Proje, Avrupa Araştırma Konseyi ve Fransa’daki Agence National de la Recherche tarafından finanse edilmekte.

ExTrA sıradan bir gezegen avcısı değildir. 0,6 metrelik teleskop, yakınlardaki kırmızı cüce yıldızlarını ve taşıdıkları ışığın miktarını izleyerek sürekli olarak tarar. ExTrA teleskopları, spot değişiklikleri yapmak için gözlenen her yıldızın parlaklığını diğer dört referans yıldızın parlaklığıyla karşılaştırır.

Başlangıçta, bu yöntemi kullanarak daha küçük, Dünya boyutlu gezegenlerin bulunması zor olacaktır. Bununla birlikte, projede çalışan astronomlar, daha fazla bilgi elde etmek için bir yıldızın parlaklığını farklı renklerde ölçen yeni bir yaklaşım geliştirdiler.

ExTrA projesinin baş araştırmacısı Xavier Bonfils, ESO’nun basın açıklamasıyla; “La Silla, mükemmel atmosferik koşullarından dolayı teleskopların evi seçildi. Gözlemlediğimiz ışık türü -kızılötesi benzeri- Dünya atmosferi tarafından kolayca emilir, bu nedenle mümkün olan en kurak ve karanlık koşullara ihtiyacımız vardı. La Silla, bu şartlara mükemmel bir şekilde uyuyor” dedi.

Uzak Gezegenleri Avlamak

İnsanlardaki, bilinmeyene hayranlık duyma hissi, gökbilimciler için uzak gezegenlerin peşine düşme nedenlerinden sadece biri. Bir diğeri de, yakın veya uzak gelecekte, yaşama potansiyeli barındıran ikinci bir Dünya bulma arzusu.

Bu insanlar, güneş sistemimizin ötesindeki alanları tarayıp, Dünya’ya benzeyen gezegenleri arıyorlar. Bir dış gezegeni tanımladıktan sonraki adım, ‘hayata’ ev sahipliği yapıp yapamayacağını anlamak için onu gözlemlemek oluyor. Su sahalarının varlığı, her zaman iyiye işaret.

2017’de NASA, Güneş’ten yaklaşık 40 ışıkyılı uzaklıkta bir yıldız sisteminde yaşanabilir yedi potansiyel gezegen bulduğunu açıkladı. Bunların hepsi Dünya boyutunda gezegenlerdi.

Eylül 2017’de, Kepler’in K2 görevinde çalışan bilim adamları, yıldız sisteminin bir bölümünde, yaşamı sürdüren atmosferlerin oluşabileceği bir alan üzerinde üç adet gezegen daha buldu. Bu üç gezegen, daha fazla gözlem için iyi adaylar olarak kabul edilir.

Şu anda, araştırmacılar, çoğunlukla Kepler uzay teleskobunu kullanarak 1.000’den fazla gezegeni keşfedip doğruladılar. Araştırmaların, ExTrA teleskopları ve PLANETS Foundation’ın ExoLife Finder (ELF) teleskobu gibi yeni araç ve aletler sayesinde büyümesi bekleniyor. James Webb Uzay Teleskobu (JWST) ve ESO’nun Büyük Teleskobu (ELT) gibi diğer yeni nesil teleskopların da bu araştırmalara katkıda bulunması bekleniyor.

Ekip üyesi Jose-Manuel Almenara’nın, ESO basın bülteninde belirttiği gibi, ExTrA teleskoplarının Samanyolu’ndaki gezegenler ve kendi güneş sistemleriyle ilgili daha fazla bilgi edinmemize yardımcı olması bekleniyor.

Kaynak

Yorum Yap