Kirli Hava Genleri Nasıl Etkiliyor?

Kanada British Columbia Üniversitesi’nden tıp profesörü olan Dr. Chris Carlston ile Heremy Hirota, gönüllülerin katılımıyla hava kirliliğinin genler üzerindeki etkisini araştırıyor.

Katılımcılar bir odada iki saat boyunca kirli hava soluyorlar. Bir hastanenin bodrum katındaki odanın havasının kalitesi, Mexico City ya da Pekin gibi hava kirliliğinin yoğun olduğu şehirlerinkiyle eşdeğer.

İki saat boyunca egzoz içeren hava soluyan denekler daha sonra hastanedeki ölçüm odasına alınıyor. Telefon kulübesi büyüklüğündeki bu mekanda bisiklet üzerinde pedal çevirirken burnu kapalı halde kuvvetle nefes alıp vermesi isteniyor.

Grafikler vasıtasıyla kan, idrar ve akciğer fonksiyonlarındaki değişiklikler tespit edilmeye çalışıldıktan sonra uyuşturulan boğazdan indirilen bir tüple akciğerin üst kısmına tuzlu su sıkılıp bir fırçayla gevşetilen akciğer dokusu parçacıkları geri çekilerek inceleniyor.

Carlsten’in daha önceki araştırmaları, kirli havayı iki saatliğine bile solumanın genleri etkilediğini gösteriyordu. Epigenetik adı verilen bu durum, DNA dizisinde hiçbir değişiklik olmadan, gen sıralamasına kimyasal madde eklenmesi şeklinde ortaya çıkıyordu. Ancak epigenetik değişikliklerin tersine çevrilip çevrilmeyeceği henüz bilinmiyor.

KOAH ve astım

 

maskeliDünya Sağlık Örgütü’ne göre kronik obstüktif akciğer hastalıkları (KOAH) 2030’da erken ölüm nedenleri arasında üçüncü sıraya yükselecek. Daha çok sigarayla bağlantılı olan bu hastalıkta, gelişmekte olan ülkelerdeki dizel egzozu gibi egzoz solumak başta olmak üzere hava kirliliği de oldukça önemli etkenlerden.

Vücudun solunan kirli havaya verdiği tepki çok yönlüdür. Bunlardan biri, akciğerlerde şişme (enflamasyon) şeklinde olur. Bu bir uyarı ve savunmadır aslında. Ama sorun çözülmediğinde ilerleme ihtimali vardır. Kirli hava ayrıca akciğer fonksiyonlarını da olumsuz etkiler, nefes alma güçlüğü ortaya çıkar. KOAH ve astım gibi hastalıkları olanlar açısından ise kirli havaya maruz kalma halinde bu uyarı ve savunma sistemi işlemiyor demektir.

Carlsten, dünyadaki KOAH hastalarının en az yüzde 15’inin hava kirliliğinden etkilendiğini tahmin ediyor. Astımla kıyaslandığında KOAH’nın ekonomik ve sosyal maliyeti daha fazladır. Astımda solunum yolu tıkanıklığı ilaçla çözülebilirken KOAH’da akciğer dokusundaki bağlantılar düzelmeyecek şekilde hasara uğramıştır.

Hava kirliliğine bağlı hastalıklardan kurtulmanın yolu havayı kirleten maddelerin kullanımına engel olmaktır. Fakat çoğu zaman bu mümkün olmuyor. Bu durumda, bu kirlilikten en fazla zarar görecek olanlar tespit edilip onların tedavisine yönelmek gerekiyor.

Ancak bu alandaki çalışmalar henüz yeterli değil ve zaman içinde artması gerekiyor.

Kaynak

Yorum Yap