Psikolojinin Sizi Size Anlattığı 25 Etken

Varoluşta insan zihninden daha büyüleyici olan birkaç şey vardır. Bununla birlikte, çok fazla şey öğrenmediğimizi söylemek yanlış olmaz. Psikologların, aşağı yukarı gerçek olarak kabul ettiği bazı kurallar temelinde, davranışlarınız hakkında öngörülerde bulunabileceğini yeterince biliyoruz. Dolayısıyla, psikolojinin sizin hakkında söylediği aşağıdaki 25 maddenin oldukça iyi bir biyografi oluşturacağına eminiz.


 

25- Uzun Metinleri Daha Hızlı Okuyor Ancak Kısa Olanları Tercih Ediyoruz

Nispeten dar sütunlara ayrılmış metinleri okumayı tercih etseniz de, metin sayfanın genişliğini kaplarsa, çok daha hızlı okursunuz. Bununla birlikte, ilginç bir şekilde, sütun düzenini daha hızlı okuyabildiğinize inanıyorsunuz ancak bunun nedeni yalnızca görsel olarak tercih edilmesi.


 

24- Yedi Artı Eksi İki Kuralı

7 artı eksi 2 kuralı hakkında bir şeyler duymuş olabilirsiniz. Psikoloji, kısa süreli belleğinize bir kerede yalnızca 5 ila 9 bilgi yığını saklayabileceğinizi söyler. Bununla birlikte, bir yığın, ilgili birkaç veri parçasından oluşabilir. Telefon numaranızı düşünün. Bir ülke kodu, alan kodu ve ardından bir veya iki sayı daha ayarlanır. Her ne kadar bu sayı 14’den fazla olmasına rağmen, genellikle birkaç “parçaya” bölünür ve bu nedenle kısa bellek aralığına girer.


 

23 – Objeleri Yukarıdan ve Eğik Olarak Hayal Ediyoruz

Birine bir bardak çizmesini rica ederseniz, çoğu zaman gösterilen açıdan sola doğru çizecektir. Bu, geçerli bir görüntüdür. Bunun nedeni, beynimizin nesneleri bu biçimde hayal etmesidir.


 

22 – Kararlarımızın Çoğu Bilinçaltından Geliyor

Tüm kararlarınızın dikkatle kontrol edildiğini düşünseniz de, araştırmalar bize günlük kararlarımızın çoğunun aslında bilinçaltından geldiğini söylüyor. Her bir saniyede beyinlerimiz 11 milyondan fazla veri parçasını işliyor ve bilinçaltı burada devreye girip “destek kuvvet” görevini üstleniyor.


 

21 – Anılarımızı Yeniden İnşa Ediyoruz

Anılarımızı kafalarımızda oynattığımız “kısa filmler” olarak yaşadığımız için, hatıralarımızın bilgisayarınızın sabit diskindeki bir videoyla aynı olan eksiksiz küçük dosyalar olarak saklandığını düşünüyoruz. Ancak bu durum böyle değil. Herhangi bir üçüncü sınıf hatıranıza döndüğünüzde, zihniniz bu hatırayı yeniden inşa eder. Bu durum, hiçbir hatırlamanın hiçbir zaman aynı olmadığı sonucuna götürür. Aslında, anılarımız zamanla değişir.


 

20 – Birden Fazla İşi Aynı Anda Yapmamız Neredeyse İmkansızdır

Biliyoruz kusursuz bir profesyonel olduğunuzu düşünüyorsunuz. Ancak ne yazık ki meselenin gerçeği, insanın çoklu görev yapamayacağıdır. En azından çoğunlukla kullandığımız terim anlamında değil. Mesela bir arkadaşınızla konuşurken, dolaşırken, beyniniz aynı anda yalnızca üst düzey tek bir işleve odaklanabilir. Bu da aynı anda iki şeyi düşünmemeniz anlamına gelir.


 

19 – Kırmızı mı Mavi mi?

Çok sayıda ulusal bayrakta kullanılıyor olmalarına rağmen, doğrudan bitişik olduklarında, kırmızı ve mavi renkleri net olarak görmek oldukça zordur. Bunun nedeni, bazı renklerin devre dışı kalması ve diğerlerinin geri çekilmesine neden olan Chromostereopsis olarak bilinen bir etkidir.


 

18 – Hep Daha Fazla Seçenek Olsun İstiyoruz Ama…

Bir süpermarkette yapılan bir araştırmada, 6 çeşit reçel içeren bir tatma masası kuruldu. Daha sonra bu masa, 24 reçelin olduğu çok daha geniş bir masa ile değiştirildi. Araştırma sonucunda, 24 reçelli masada daha fazla tatma olmasına rağmen, 6 reçelli masada bunun yaklaşık 6 katı satın alma gerçekleşti. Bunun sebebi, daha fazla istediğimizi düşündüğümüz halde, sonucu seçeneğin az olduğu yer belirliyor.


 

17 – Memnuniyeti Erteleme Yeteneği Çok Gençken Ortaya Çıkıyor

Açıkçası, bir çocuk olarak hemen tatmin olma arzusunu erteleme yeteneği, okulda daha fazla başarı, daha iyi notlar, stres ve hayal kırıklığı ile başa çıkma konuları sayesinde ortaya çıkıyor. Neyse ki araştırmacılar, insanlara bir sonuç beklerken dikkat dağıtmanın yollarını öğretmek için yöntemler geliştiriyorlar.


 

16 – Hayal Kurmak Kötü Bir Şey Değildir

Hayalperest miyiz? Bilim adamlarına göre hepimiz öyleyiz… En düşük ihtimalle zamanın en az %30’unda. Araştırmacılar, çok hayal kuran kişilerin sorunları çözmede daha yaratıcı ve daha iyi olduğuna dikkat çekiyorlar.


 

15 – “Diğerleri” Sizden Çok Daha Kolay Etkilenir

En azından böyle düşünüyorsunuz. “Üçüncü kişi etkisi” olarak bilinen bu psikolojik fenomeni ve reklamcılığımızın akranlarımıza olan etkisini kabul etmemize karşın, kendimiz üzerinde inkar ediyoruz. Etki kaynağı, umursamadığımız bir şey olduğunda (daha önce bir TV satın aldınız ve bir başka TV reklamı gördünüz) işte bu sonuçla karşılaşırsınız. Bir yakınınızın, herhangi bir ürünü reklamda görmesi ile sizden duyması farklı etkiler yaratır. Gerçekte birçok reklam bilinçaltı ruh halinizi, tutumunuzu ve arzularınızı etkiler.


 

14 – Hemen Her Şeyi, Algıladıktan Sonra Farklı Görmeye Başlarız

Bir ignliiz üvnsertsinede ypalın arşaıtramya gröe, kleimleirn hrfalreiinn hnagi srıdaa yzalıdkılraı ömneli dğeliimş. Öenlmi oaln brinci ve snonucnu hrfain yrenide omlsaımyış. Ardakai hfraliren srısaı krıaışk oslada ouknyuorumş.Çnükü kleimlrei hraf hraf dğeil bri btüün oalark oykuorumuşz.

Hatırladınız değil mi? Beyniniz, duyularınızdan aldığı bilgileri sürekli olarak işler ve bu bilgiyi algılama biçiminiz (kelimelerin anlamıyla) genellikle onu nasıl hissettiğinizden (şifreli harfler gibi) çok farklıdır.


 

13 – Siz Uyurken de Beyniniz Çok Meşguldür

Beyin siz uyanıkken olduğu gibi uykudayken de aktiftir. Öyleyse beyniniz uyku sırasında ne ile meşgul olabilir? Bilim insanları, gece boyunca beynin bilgileri bir arşiv gibi toparladığını ve yeni bilgiler için yeni odacıklar açtığını varsayar.


 

12 – Gruplar Karar Vermede Başarısızdır

Psikologlar tarafından “grup düşüncesi” olarak etiketlenmiş olan etki. Büyük gruplar aşırı duygusallık temelinde kararlar alma eğiliminde olduğu için, grupça karar vermenin genelde başarısız sonuçlara götüren bir eylem olduğu düşüncesi ağırlıktadır.


 

11 – Gruplar Ayrıca Çok Kolay Kontrol Altına Alınabilir

Gruplar sadece karar vermede zayıf değiller. Aynı zamanda grubun ruhu ile oynamayı başaran, otoriter kişilikler tarafından kolaylıkla hakimiyet altına alınabilirler. Buna rağmen, çalışmalar bize iki başlılığın genellikle bir başlılıktan daha iyi bir seçenek olduğunu söylüyor.


 

10 – Beklenti Üzer!

Maalesef, gelecekteki bir olaya ilişkin algımız genellikle aşırı duygu yüklü ve birçok kez, bir etkinlikle ilgili öngörümüz, olayın kendisinden çok daha heyecanlı.


 

9 – Bir Alışkanlığın Oluşması 66 Gün Sürer

Hepimizin alışkanlıkları var. Bazıları iyi, bazıları kötü. Eğer doğru kararlar verebilmişseniz, 67. güne rahat bir ruh hali ile girebilirsiniz. (Uyarı, kötü alışkanlıklar içindir)


 

8 – Daha Fazla İnsan, Daha Az Rekabet Duygusu

İlginç bir çalışmada bilim insanları, sınıfta daha az insan olduğu zaman öğrencilerin standart testlerde daha yüksek puan aldığını keşfettiler. Daha az insanla rekabet ederken, üstün gelme şansınız daha fazla olduğundan, daha güçlü motive olursunuz.


 

7 – Tekrarlamak, Beyninizi Fiziksel Olarak Değiştirir

Beyninize bilgi girdiğinde veya depoladığınızda, elektriksel uyarılar nöronlar arasında ateşleme başlatır, eski bağlantıları güçlendirir ve bu süreç kendini tekrarlar. Beyninizin fiziksel olarak değişmesine ve büyümesine neden olan, bu yeni devre oluşumunun sonucudur.


 

6 – Dikkatinizi En Yüksek Seviyede Sadece 10 Dakika Boyunca Tutabilirsiniz

Herhangi bir şeye dikkatinizi verme konusunda çok iyi olduğunuzu düşünebilirsiniz. Ancak gerçek şu ki, konu sizi çok yakından ilgilendiren bir şey olsa bile, dikkatiniz yaklaşık olarak sadece 10 dakika maksimum seviyede kalabilir.


 

5 – En Canlı Anılarınız Bile Çoğu Zaman Hatalıdır

Travmatik bir şey olduğunda beyniniz duygusal olarak şarj edilmiş bir “fotoğraf” çeker. Örneğin, 11 Eylül ya da Challenger felaketini hatırlayacak kadar yaşlı olan biri, bu olayların detaylarını açıklayabilir. Tek sorun, bu canlı ayrıntıların çoğunun yanlış olması. Hafızayla ilişkili güçlü duygular, çoğu zaman hatırlama yetimize etki ederek bazı yerleri yanlış hatırlamamıza sebep oluyor.


 

4 – Genellikle Listedeki İlk İsmi Seçip Oy Veriyorsunuz

Tabii ki bunu her zaman yapmadığınızı biliyoruz. Ancak insanlar bir menü ya da bir oy pusulasında, genellikle listedeki ilk öğeyi tercih ederler.


 

3 – Gelecekteki Olaylarla İlgili Tepkilerinizi Gereğinden Fazla Büyütüyorsunuz

İnsanlar, mükemmel bir iş veya evlilik gibi olumlu olayların kendilerini gerçekte olduğundan çok daha fazla mutlu edeceğine inanırlar. Bununla birlikte, gerçek şu ki, mutluluk seviyeleriniz genelde aynı kalmakta ve sürekli bir norma geri dönmektedir.


 

2 – Arkadaş Sayınız Sınırlıdır

Facebook’ta 4.000 arkadaşınız olsa da gerçek şu ki o kadar çok arkadaşınız elbette yok. En azından yakın arkadaş değilsiniz. Psikologlar ve antropologlar, bir insanın 50 ila 150 arasında arkadaşlık kurabileceğini söylemekte.


 

1 – Birini Karakteri Üzerinden Suçluyoruz, Ya Kendimizi?

En son ne zaman trafikte bir karışıklığa sebep oldunuz? Peki ya bunun için kendinize, “Aptal, ne salak” dediniz mi? Tahmin ediyoruz hayır. Psikoloji çevrelerinde bu, temel atıf hatası olarak bilinir. Başkalarının davranışlarını kendi iç nitelikleri üzerine suçlarken, olayın sorumlusu bizsek kendimize toz kondurmaz ve bahane üretiriz. “Başka seçeneğim yoktu” gibi. Maalesef, haksız yargılamalar yapma konusundaki yatkınlığımızın farkında olsak bile, bunu yapmaktan vazgeçmemiz zordur. Bu nedenle büyük olasılıkla bu temel hatayı yapmaya hep birlikte devam edeceğiz.

Kaynak

Yorum Yap